İnceleme: Mercedes C180 Komp BlueEFFICIENCY

Son kasa Mercedes C180 sınıfında ciddi satış rakamları yakaladı ve özellikle ülkemizde çok başarılı gidiyor. Bu yazımda bunun sebeplerini ve C180 Kompressor BlueEFFICIENCY'nin ayrıntılı incelemesini bulacaksınız.

Biraz tarihçe
Mercedes için C-Serisi hep biraz problemli bir sınıf olmuştur. İlk C-Serisi 1993'te piyasaya çıktığında pek de pozitif karşılanmadığını hatırlıyorum. O zamanlarda araba kullanmayan 14 yaşında bir delikanlı olarak, kim niye bu sınıfta pahalı bir Mercedes alsın diye düşünürdüm. Zaten testlerde de BMW 3-serisinin, hatta Mondeo'nun gerisinde kaldığını hatırlıyorum. 

C-Serisinin halefiMercedes 190 - 
Bir şekilde hala eski gözükmüyor

Aslında Mercedes'in bu sınıfa girişi 1982'de 190 serisiyle (meraklıları için: W201 kodlu) olmuştu. Piyasada "Baby-Mercedes" takma adıyla bilinen 190, 1993'te C-Serisi (W202) çıkana kadar üretildi ve 1.8milyon adet satışla ömrünü tamamladı. Bu kesinlikle kötü bir satış performansı değil. İşin ilginç tarafı Mercedes 190'ı geliştirmek için tam 600 milyon pound harcamış ve sonradan da "gereğinden fazla" ar-ge harcaması yaptıklarını kabul etmiş. Konfor ve yol tutuşu iyileştiren 5 kollu arka süspansiyon (günümüzde hala sabit bağlantılı arka süspansiyon kullanan arabalar oldukça fazla, örneğin yeni kasa 2013 Auris bile öyle olacak), airbag, ABS, anti-rollbar gibi teknolojiler hep 190'da mevcuttu. 30 sene öncesi için inanılmaz!

Güncel kasa olan W204 kodlu C-Serisi ise ilk 2007 yılında yollara çıktı. 2011 yılında ise ciddi bir makyajdan geçti. Türkiye'de C180'nin yıldızının parlaması (kelime oyunu;)) ise Mercedes Türkiye'nin akıllı bir hamlesine dayanıyor. 1.6lt motorla üretim yapmaları durumunda vergi avantajı sayesinde fiyatları BMW'den avantajlı hale getirebilecekleri konusunda Almanya merkezi ikna etmişler. Ve C180'in satış patlaması böyle gerçekleşmiş. Bu yazıyı okuduktan sonra özellikle İstanbul'da ne kadar C180 olduğuna siz de dikkat edin, şaşıracaksınız. Yine de paralı abilerin bir kısmının Audi'ye ve jiplere geçmesiyle beraber  BMW ve Mercedes bana sorarsanız eskisine göre biraz daha kaliteli bir müşteri kitlesine sahip olmaya başladı. Yeni 1 ve A gibi serilerle de gençlere inen BMW ve Mercedes bence markalarını iyi yönetiyorlar.

İlk İzlenim - İkilemler
C180 orantılı hatları sayesinde o kadar büyük gözükmüyor ama 4.6m boyuyla oldukça iri bir araba (ancak enine biraz daha geniş olabilirmiş). Aerodinamik açıdan çok başarılı olan araba, akıcı hatlara sahip. Özellikle makyaj sonrası spor tamponlar ve büyük yıldızlı ön dizayn arabayı çok hoş gösteriyor. Ön tamponda sis farlarının yerine yerleştirilmiş LED gündüz farları arabaya agresif bir hava vermiş. Bu haliyle bence yeni BMW3'ten veya A4'ten daha çekici gözüküyor. 

İçeri girince güzel bir ön konsol sizi karşılıyor. 11.4cm'lik ekran ve havalı gösterge paneli yüksek teknoloji bir araba kullandığınızı size çok net hissettiriyor. Ön konsolu incelerken Mercedes'in C-sınıfıyla yaşadığı bir ikilemi çok net hissettim. Mercedes, ak saçlı müşterilerinin istediği şekilde geleneksel "her düğmeye bir fonksiyon" düşen ön konsol ile genç müşterilerin sevdiği trendy "herşeyi yapan tek-düğme" stillerinin ikisine de yer vermiş. Bazı fonksiyonları her 2 tarafla da yapabiliyorsunuz. Bir kafa karışıklığı mevcut yani.

Aynı kafa karışıklığını arabayı ilk çalıştırırken de farkettim. Anahtarın metal kısmı yok, ancak yine de plastik çıkıntılı anahtarı yuvasına takıp kontak çevirir gibi çevirmeniz gerekiyor. Yani güncel bir çok araba gibi anahtarı bir yuvaya soktuktan sonra (ya da BMW gibi aracın içinde herhangi bir yere koyup) basılan bir start düğmesi yok. Aynı ak saçlı müşteriler belli ki kontak çevirmeyi de seviyorlar.

Artık daha dinamik
Neyse ki dinamik açıdan Mercedes'in kafası biraz daha netmiş. 1.6lt kompressor motor 156hp üretiyor. İlk başta kulağa çok gelmeyebilir, ancak oldukça güçlü bir makine. O kadar ki, fabrika verisi olarak 0'dan 100km'ye 8.5sn'de çıkıyor. Yine de incelemem sonrası bana bu verinin biraz iyimser geldiğini söylemeliyim. Tamam, araba hızlı ama tam gazda öyle sırtınızı koltuğa yapıştıran bir performans yok ortada.
Yeri gelmişken kompressor'un ne oldugunu da açıklayayım. Aslında çalışma mantığı "turbo"yla paralel: aşırı besleme sayesinde motora daha fazla hava giriyor, böylece yakıtın daha verimli yanması sağlanıyor. Kompresör, tahriği krank milinden alırken, turbo egzost gazından alır. Bu arada kompresörü otomotiv sektöründe ilk Mercedes'in kurucusu Daimler patentlemiştir (1900'de) yani bu teknolojiye oldukça hakimler :).

7-vitesli tork-konvertörlü otomatik şanzıman oldukça başarılı ve motorla uyumlu (BMW 116 yazımda bahsettiğim 8-vitesli harika şanzımandan bir tik eksik olsa da)... Sarsıntısız geçişler yapıyor ve çabuk vites değiştirebiliyor. 110km/s hızda yaklaşık 2100d/dk gibi düşük bir devir çevirmeyi becerebiliyor. Eksik yön olarak, şanzımanın Ekonomi modunda bile biraz fazla devirli olmayı tercih etmesini söyleyebilirim, bu da yakıt tüketimini olumsuz etkiliyor. Bir de sadece çok dik yokuşlarda vites küçültmek konusunda geç kaldığını gözlemledim ama bu problem çok kritik değil. Benim kullandığım Avantgarde paketinde şanzımanın 2 modu var: Ekonomi ve Sport. Sport, vites geçişlerini daha üst devirlerde yapsa da, ben arada inanılmaz bir fark olduğunu düşünmedim. Daha üst model sınıflarında Manuel modu da var ki, direksiyonun arkasındaki kulakçıklarla da vites değiştiriliyormuş.

Bu model isminin sonunda BlueEFFICIENCY ibaresinin olmasının bir sebebi 1.6lt motoru, diğeri ise günümüzün popüler teknolojisi Start-Stop. Ve C180'deki sistemin, şu ana kadar test ettiklerim arasında en iyisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Motoru sarsıntısız bir şekilde durdurup çalıştıyor, o kadar ki arabadaki yolcuların farketmediğine defalarca şahit oldum. Açıkçası özellikle bu kadar iyi çalışan bir sistem olmasına rağmen bu modu kapatanları anlamıyorum. Ayrıca yokuşlarda da hillholder hemen devreye giriyor, yani motor durmuş ve ayağınız frende olmadan rahatça bekleyebiliyorsunuz.  

Eco display'e göre %80 ekonomik gitmişim.
O ara-gazları yapmayacaktım ;)

Yol bilgisayarının farklı modları var. Hatta "Eco Display" denen mod size ne kadar ekonomik araba kullandığınız yönünde bilgi veriyor. Ben en çok bunu sevdim. Hızlanma (acceleration), sabit hız (constant) ve gazsız gitme (coasting) değişkenleriyle sürüşünüzün ne kadarında ekonomik gittiğinizi size % olarak sunuyor.

Peki yola oturuyor mu?
Sürüş ve yol tutuş konusunda da BMW 3'ün çok az gerisinde kalsa da, Mercedes de keyifli bir araba yapmış diyebiliriz. Direksiyon net ama biraz hissiz. Yol tutuşun limitlerini tam olarak test edemedim ancak çok güven verdiğini söyleyebilirim. Arkadan itişli arabanın verdiği keyfi her araba meraklısı bence en az bir kere tatmalı. Direksiyonda motor tahriğinin etkisini hissetmemek, aracı yönlendirmekte size daha fazla özgürlük sağlıyor. Ayrıca ince gaz oyunlarıyla arabayı viraja oturtmak da mümkün. Ancak motor torklu; arkadan itişli arabada ESP devreden çıksa sıkıntı yaratabilecek kadar... Kendinizi bir anda spin atmış bulabilirsiniz yani... Hatta Mercedes bence bu yüzden ESP'yi kapatma düğmesini makyaj sonrasında orta konsoldan kaldırmış ve yol bilgisayarı menüsünde "yardım/assist" sekmesi altına saklamış (ki kolay bulunmasın!).

Salon salomanje konforu?
Süspansiyon tam olarak sınıf lideri bir yol tutuş sağlamıyor olabilir, ama sınıf lideri bir konfor seviyesi sağlıyor. Araç, her türlü darbeyi çok güzel emiyor, ve bunu Avantgarde paketindeki 225/45 ince yanaklı lastiklere ve 17" büyük jantlara rağmen yapıyor. Çok başarılı... Lastik ve yol sesi de içeriye minimal olarak yansıyor.

Aracın yaşam alanını değerlendirecek olursak, yukarıda belirttiğim enine dar olma sıkıntısı dışında aslında C180'nin içi oldukça ferah. Önde ve arkada diz mesafesi yeterli. Bir tek eleştiri olarak bence ön koltuklar daha geniş olabilirmiş. Mercedes, 2007'deki lansman sonrası gelen eleştirileri dinlemiş ve makyajla beraber malzeme kalitesini yükseltmiş ve genel lüks sınıf hissini içeride vermeyi becermiş. Sanki küçük bir S-sınıfı kullanıyor gibi hissediyorsunuz. Ama o 80'lerin ve hatta 90'ların Mercedeslerinde olan şık bir evde oturuyosunuz hissi bence yenilerde yok.

Bluetooth sistemi çok güzel çalışıyor. Telefonu çok rahat tanıyor, rehberi sisteme aktarıyor. Vites kolunun yanındaki tek-düğme yardımıyla sisteme rahat ulaşıyorsunuz. Kimsenin de beni anlamakta zorluk çektiğine rastlamadım, ses her iki taraf için de çok güzel transfer ediliyor. C180'nin içinde yeterince göz, cep vs diyebiliriz. Ancak bagajı biraz ufak, arkadan itişli arabada yürüyen aksamın gerektirdiği yer tabi bagajdan çalmış.

Alınır mı Petrolkafa?
Bence alınır. 
Bu yazının yazıldığı Şubat 2013 itibariyle C180 Avantgarde'ın fiyatı 99.100TL. 100bin TL psikolojik sınırının altında kalması avantaj. Bu fiyata gerçek bir Mercedes alıyorsunuz (arkadan itişli, sedan konforu). Bu arada giriş modeli Prime 96.500TL, ama ben kesinlikle en az Avantgarde veya Elegance (aynı fiyat) alınmasını tavsiye ederim, Prime'la aradaki fiyat farkını bol bol karşılayacak aksesuar mevcut.  Avantgarde daha sportif iken, Elegance biraz daha yukarıda bahsettiğim ak saçlı amcalara hitap ediyor. Örneğin Elegance'ta klasik kaput üzeri Mercedes yıldızı hala duruyor ve içerideki süsler ahşap, direksiyonu ise ağırbaşlı 4 kollu. Avantgarde'ta ise Mercedes yıldızı radyatör panjurunda, süsler alüminyum ve direksiyon çok sportif gözüken bir 3 kollu... Başka farklar da var tabi, incelemenizi tavsiye ederim.

Öncelikli rakip BMW 316'nin giriş fiyatı da 97.000TL, ancak onun motoru 20hp daha az güç üretiyor. Yine de her iki markanın da giriş seviye motorlarının ortalama tüketici için yeterli olduğunu düşünüyorum. Benim önerim, bütçesi 100bin TL ile sınırlı olanların C180'e gitmeleri, biraz daha fazla (130-140bin TL) bütçeleri olanların ise BMW 320d almaları olurdu. Sonuç olarak Mercedes ilk kez BMW 3 serisine bu kadar yaklaşmış durumda, iki marka arasında rekabet hiç bu kadar sıkı olmamıştı.