8 Aralık 2012 Cumartesi

Auto Show 2012 İzlenimleri -1

Kasım ayında İstanbul'un her zaman en çok ilgi çeken fuarlarından biri olan Auto Show yapıldı. Beylikdüzü Tüyap'ta yapılan fuar bence yeni yerinde daha iyi olmuş. Daha ferah olmakla beraber otopark sorunu da gözümden kaçmadı. Yağmurlu bir günde gittiğimden dolayı arabayla gitmek zorunda kaldık ve park yeri bulmak da kolay olmadı. Neyse lafı uzatmadan izlenimlerime geçiyorum:


Bu sene fuarın açılışının yıldızı Irina Shayk oldu. Ronaldo şanslı adam...

Auto Show benim için her zaman çok önemli oldu. Üniversiteden beri canciğer olduğum bir arkadaşımla aylarca görüşemesek bile fuar zamanı gelince hiç düzeni bozmadan beraber gitmek bizim için artık bir ritüel. İkimiz de fuarda görüp beğendiğimiz arabaları sonradan satın aldık. Yani fuarlarda yapılan sıcak satış bir yana, o arabaları orada görüp beğenmek bence sektör açısından çok önem taşıyor.



Amma velakinnn: Ben mi yaşlanıyorum bilemiyorum ama Auto Show fuarları bende eskiden yarattığı çocuksu heyecanı artık yaratmıyor. Muhtemelen yaşımla da alakalı, ama artık internet ve artan yurtdışı seyahati olanakları sayesinde daha fazla bilgiye maruz kalıyoruz ve bu tarz fuarlar eskisi kadar heyecanlı gelmiyor. Yine de dergilerde ya da bilgisayar ekranlarında gördüğümüz yeni araçları, gözle görüp dokunmanın, hissetmenin yeri hala ayrı.

Şimdi de alfabetik sırayla markalarla ilgili gözlemlerimi paylaşmak istiyorum (Tabi Alfa Romeo'nun bu şekilde en başa denk gelmesi güzel bir tesadüf :) )

Alfa Romeo: Alfa Romeo fuarda sadece 2 modelden oluşan kısıtlı araç gamını, üretim modeline çok yakın (dışı böyle kalacak, içi değişecek) bir 4C ile destekliyordu. Harika boyası (telefonla çekilmiş olan yandaki fotodan bile belli oluyor zaten) ister istemez benzeri renkte boyanmış olan Toyota GT86'nın neden bu güzellikte bir boyaya sahip olmadığını düşündürttü. İtalyanlar bu işi biliyor. 
İçeriden aldığım bilgilere göre 4C, Guilietta Cloverleaf'te de gördüğümüz 1.8T 235hp motorun biraz daha güçlü bir versiyonunu kullanacak. Tahmini fiyatın ise 75.000Euro civarı olması kimseyi şaşırtmasın. Guilietta'da ise artık makyaj zamanı geldiğini bu fuarda rakiplerle yanyana görünce daha güçlü hissetmeye başladım.

Audi: Audi yıllardır ısrarla sürdürdüğü kilitli araç politikasını bu fuarda da uygulamaya devam etti. Biz de o zaman Audi'yle ilgili birşey yazmayız, bu kadar basit!!!


Citroen DS5: Fransızların orta-üst segmentteki
hatchback sevdasını anlamak kolay değil.
Citroen: Son yıllarda Citroen'in Türkiye'de artan bir satış grafiği var, fuarda da bu gözlemlenebiliyordu. Standları oldukça kalabalıktı, hatta DS5 modelinin içine oturmak için o kadar sıra vardı ki, beklemeyi göze alamadım. Ön konsolu uçak kokpitini andıran DS5, 100bin TL'ye yaklaşan fiyatıyla açıkçası beni şaşırttı. Yollarda bir tane bile görmediğime şaşırmamak lazım. İçi ne kadar güzel olursa olsun, Türk tüketicisi bu fiyat seviyesinde sedana (ya da SUV'ye) gider.

Dacia: Dacia uygun fiyatlı araçlarla ilgi çekmeye devam ediyor. Sandero'nun ön konsoldaki dokunmatik ekran aracın içine sonradan konmuş gibi gözükse de hoş bir sürprizdi. Bu fiyata Çinlilerin sattıklarından çok daha iyi ve güvenilir olduğunu düşünüyorum. Renault da öyle düşünüyor olmalı, yoksa ismini Dacia reklamlarında zikredip riske atmazdı.

hormonlu Fiat 500: 500L

Fiat: Fiat standı yenilik ihtiyacı içinde olanlardan biriydi. En büyük yenilik yeni Fiat 500L idi. Ben tipini pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Ayrıca işçilikte de hatalar gördüm, hatta birinin resmini de çektim.

Fiat 500L birleşim noktasındaki
çapaklar ve kötü işçiliğe dikkat
Yeni Mondeo köpekbalığı gibi bakıyor maşallah
Ford: Fuarın en yüksek fiyat/performans oranına sahip arabası Ford Mondeo olabilir. Ancak Ford esas sürprizi gelecek sene çıkacak olan yeni Mondeo ile yapacak gibi görünüyor. Aston Martin ve bir süre grubun elinde tuttuğu Jaguar'dan ciddi dizayn etkileşimleri gördüğüm yeni Mondeo Türkiye'de belli ki iyi satacak.
Focus'un içi pek rahat sayılmaz.





 
Yeni Focus ise beni biraz hayalkırıklığına uğrattı. Oldukça geniş olan ön konsol, önde oturanlara o kadar yaklaşıyor ki dizler rahat etmiyor. Yandaki fotoda ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Orta konsol ise Fiesta'daki dizayn dilini kullanıyor ve biraz karışık gözükse de, bir çekiciliği var. Ford yıllardır ses sisteminde ortaklık yaptığı Sony ile çalışmaya da devam etmiş.
Ford'un meşhur 1.0lt'lik turbo motoru gerçekten çok küçük gözüküyor. Resmen Cola kutusu büyüklüğündeki 3 tane silindirden 1.6lt motorlardan alınan gücü alıp az yakıt tüketmesi çok başarılı. Fotodaki şekilde teşhir etmeleri mühendislikten anlamayan beni bile etkiledi: O kadar ufak ki, gözle görünce insan daha da bir şaşırıyor.

DEVAMI İÇİN: Auto Show 2012 İzlenimleri -2

1 yorum: