Auto Show 2012 İzlenimleri -2

Alfabetik sırayla yazarken 1. yazıda BMW'yi nasıl olduysa atlamışım. Onunla başlayalım o zaman:

BMW: BMW standında aslında fuardan daha önce piyasaya çıkmış 2 yeni model önplandaydı. 1 ve 3 serileri. Ben yeni 3 serisinin dizaynını beğenip beğenmediğime bir türlü tam karar veremedim. Bazı ayrıntılar güzel, ama kambur gibi duran ön kaputa çok takılıyorum mesela. Yeni 1600 turbo motoruyla Mercedes'in C180 komp modeline ciddi rakip olacağını düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse 0-100km hızlanması 9.2sn; 2. köprü yolunda en sol şeritte giderken hepimize yeter.


BMW standı, Mercedes standıyla karşı karşıya olduğundan bu 2 modeli Mercedes A ve C serileri ile hemen karşılaştırma fırsatı bulduk. Bence Mercedes'ler her 2 sınıfta da özellikle iç dizayn konusunda BMW'ye fark atıyor. BMW'nin aksesuarlarla fiyatının çok uçması da artık alıştığımız ama nahoş bir durum.


Hyundai: Kardeşi Kia ile beraber son yılların en büyük çıkışını yapan Hyundai fuarda da beni etkiledi. Her modeli güzel gözüküyor. Örneğin, i30 bence Guilietta ile beraber sınıfının en güzel arabası. Orta sınıf hatchback almayı planlayan herkes bence markayla ilgili önyargılarını bir tarafa bırakıp, Hyundai bayisine gitsin ve kendi gözüyle görüp karar versin. i40'da vergi kurbanı 1.7 motorla ne yapmayı planlıyorlar, onu anlayamıyorum ama.

Kia: Babama Kia Sportage aldırdım, daha fazlasını söylememe gerek yok herhalde. Fuara Irina Shayk'ı getirerek ilgiyi üzerilerine çekmeyi de başardılar. Fiyatları eskisi gibi düşük değil ama hala uygun fiyata çoook zengin aksesuar vermeye devam ediyorlar. Özellikle benzinli motorlarının uygun fiyatlı (bayide güzel indirimler de yapıyorlar) olduğunu düşünüyorum. Hyundai ve Kia arasında çok fark yok zaten, hangisinin tipi ve içi daha fazla hoşunuza gidiyorsa onu alın.

Mazda6 gerçekten çok etkileyici

Mazda: Yeni Mazda6'ya ba-yıl-dım! Öndeki kanat formlu grillden tutun da, coupelerden ödünç alınan tavan dizaynına kadar herşeyi çok beğendim. Darısı neredeyse 10 senedir bir türlü yenilemedikleri Mazda 3'ün başına... Ancak Mazda6'nın 2.0lt ve 2.2lt motorlarla maalesef Türkiye'de pek şansı olamayacak. Yok mu şöyle vergi dostu 1.6lt turbo bir motor? 

Mercedes: Koskoca Mercedes her fuarda (araç) kapılarını sonuna kadar açıyor. Açmayanlar utansın diyelim... Standları da hınca hınç doluydu zaten.  
Mercedes, son yıllardaki atılımını devam ettiriyor gözüküyor. Yeni A serisi, inanılmaz bir ilgiyle karşılanmış gibiydi. Ancak şu anda piyasada araba olmadığını duyuyorum. Bu arada Mercedes standındaki arabaları parlatan temizlikçi bayanların Alman olması da gözümden kaçmadı. Sorduğumda daha da şaşırdım, bu profesyonel ekip dünyanın dört bir yanındaki fuarlara gidiyormuş.

Opel: Opel standında pek bir yenilik yoktu. Yeni Astra Sedan bir nevi küçük Insignia gibi... Mokka ise, Astra içine sahip, Corsa altyapılı ne işe yaradığı çok da belli olmayan bir jipimsi... Adından esinlenerek yapılmış kahverengi tonlarındaki iç tasarımlı versiyon hoşuma gitti ama.
Yeni Adam ise mini sınıfta ilginç bir opsiyon olacak gibi duruyor. Çift renkli dış dizaynı farklı duruyordu. İçi de gayet keyifliydi, fiyatı ne olacak merak ediyorum. 


Peugeot: Peugeot,  dizayn konusunda özellikle son 10 yılda yaşadığı sıkıntıları hala tam olarak atlatmış gözükmüyor. Ben de makyaj yapsam, 308'e yaptıkları makyaj sonrası geldiği nokta kadar güzel olurum! 301 dedikleri, ucuz kompakt model ise, bence hayalkırıklığı. Özellikle iç dizaynı 15 sene öncesinden bir zaman makinesiyle ışınlanmış gibi. Citroen'in aynı zamanda çıkardığı ve eminim ortak platform paylaştığı C-Elysee bence çok daha iyi gözüküyor.

208'in tavanına yerleştirdikleri LED'ler gece havalı gözükecektir.

208'in içindeki ekran üst sınıflardan ışınlanmış sanki

Yeni 208 içinse durum biraz daha içaçıcı. 207'nin hatalarından (fazla büyük, fazla ağır) ders almış gözüken Peugeot 205 ya da 206 ruhuna daha yakın küçük, şirin ama içi klas gözüken bir araba üretmeyi başarmış. Ancak otomatik dizel versiyonunda yazan 52bin TL etiket fiyatına inanmakta zorluk çektim. Gidip aynı paraya full aksesuar bir Hyundai i30 dizel alabiliyorsunuz, ki bence daha iyi bir araba zaten. 208'i bu fiyatlara satamazlar.

RCZ makyaj sonrası daha da güzelleşmiş. Gündüz farı LED'lerinin entegre edildiği tampon dizaynına ilginizi çekerim. Ama RCZ boyu uzun olanlar için içi hala pek yaşanabilir değil (1.86m boyumla ben oturdugumda kafam neredeyse tavana değiyordu)

Clio'da sadece gündüz farlarıyla gezen çok olur,
benden söylemesi 

Renault: Fuarda bana Fransızlar arasında en formda gözüken Renault oldu. Yeni Clio bence harika gözüküyor. Sınıfına göre biraz fazla hormonlu boyda olsa da, çizgileri çok güzel ve araba hangi açıdan bakarsanız bakın fiyatının üstünde gösteriyor. Bunu söylediğime bazıları "yine mi!" diyebilir, ama dizaynın Alfa Romeo 147'den esintiler taşıdığını düşünüyorum. Özellikle aracın B sütunundan sonrasında arka kapı kollarının kelebek camının oraya saklanmış olması, arka stopların ve camın şekli 147'yi fazlasıyla andırıyor. Yeni Symbol de, yeni Clio'nun ön konsolunu ödünç almış ve gayet de iyi olmuş.

Seat: VW grubun tembel öğrencisi Seat... Her ne kadar göze hoş gelen ve nispeten sportif arabalar yapsa da bir pazarlamacı gözüyle bakarsak Seat'ın araya sıkışmış ("stuck-in-the-middle") bir pozisyonlandırması var. Ne Alfa kadar sportif, ne de Golf kadar pratik, ne de Hyundai kadar parasının hakkını veriyor. Bence markanın bu kadar zorlanmasının en büyük sebebi bu. Bir de memleketi İspanya'daki ekonomik kriz eklenince, Seat daha da zorlanıyor.

Leon'un dizaynındaki ütü çizgileri modern bir hava veriyor

Seat standında en büyük yenilik yeni Leon idi. Eskisini sevdiğimi yaptığım incelemeden hatırlayanlar olacaktır. Yenisinin çizgisine ilk anda bayıldığımı söyleyemem ama daha modern gözüktüğü muhakkak. Eskisinin en çok eleştirilen tarafı olan sıkıcı ve boş ön konsol yenisinde gitmiş, daha Golf-vari bir konsol gelmiş. Öte yandan, sağda solda gözünüze çarpan ucuz plastikler, basit kol dayama ya da 5 vitesli (yani eski teknoloji) şanzıman gibi öğelerden dolayı ucuz bir Golf olduğunu belli ediyor. 
Toledo da beni çok etkilemedi. Hatta bu arabaya binince sanki İran'dan gelen çakma Peugeotlara bindiğini hissettim. Bu 2 model de Seat'ı kurtarmazsa artık kim kurtarır bilmiyorum (İspanyol devleti?).

Skoda: Gelelim VW grubunun çalışkan öğrencisine. İngiltere'de senelerdir en başarılı marka seçiliyorlar ve satışları da düzenli büyüyor. 
Amaaaa; Skoda'da bir yenilik gördüğümü hatırlamıyorum, varsa bile çok ilgimi çekmemiş demek ki. İşte Skoda böyle bir marka, mantıklı seçimlerin arabası... Fuarda gidip de bakmak isteyeceğiniz bir marka değil.

Lastiklerin ne kadar "normal" olduğunu bu fotodan da anlayabilirsiniz

Toyota: Toyota'nın yeni starı kesinlikle GT86. Araç çok ilgi çekici gözükmese de, özellikle drift yeteneği nedeniyle yurtdışında fırtınalar kopardı. Üzerindeki standard lastikler Prius'la aynıymış!! Yani pek de öyle özel değiller, ama tam da bu sebepten dolayı arabanın arkasını 40km/s hızda bile rahatlıkla bırakabildiği söyleniyor. İngiltere'de 25bin poundluk fiyatıyla çok hesaplıyken, Türkiye'de 50bin Euroyu aşan fiyatı bence gereksiz fazla.

V40'ın aydınlatmalı vite kolu fotoda gözüksün diye 
etrafını elimizle kapamıştık ama pek işe yaramamış :)

Volvo: Şu anda kullandığım aracın da bir Volvo olması sebebiyle tabi es geçemeyeceğim bir stand idi. Yeni V40 standın yıldızıydı ve fuarın da bence en önemli arabalarından biriydi aslında. Bu model, Volvo'nun ne kadar değiştiğini/geliştiğini gösteriyor. Bir taraftan premium markalara yaklaşan iç dizayn, diğer taraftan her zamanki güvenlik söylemini destekleyen yenilikler... V40'ın başarılı olmasını istiyorum, umarım Türkiye'de doğru bir fiyat politikasıyla piyasaya çıkarlar.

Volkswagen: Fuarın gizli yıldızlarından biri yeni Golf Mark VII idi. Dış hatlarında efsanevi ve kusursuz Mark-IV'ten izler taşıyan dizayn, her ne kadar evrim yolunu izlemiş olsa da, bence bir önceki kasaya göre çok daha iyi olmuş. Daha keskin far ve stop grubu Golf'e eskilerde olmayan bir agresiflik veriyor. Bence orta sınıfta her zaman değerlendirilmesi gereken bir araba. Hatta bütün sınıflarda! Araba almak isteyen herhangi biri Golf'un sunduklarından daha fazla ne isteyebilir ki!

Retro jant kapakları pek güzel

Gelelim fuarın başka bir yıldızına: Yeni Beetle. 90'ların sonunda çıkan ilk kasa yeni Beetle, minor bir hayalkırıklığı idi bence. Hantal, içi yeterince kaliteli olmayan, bir tane plastik çiçek saksısıyla farklılaştırılmaya çalışılmış bir modeldi. Ama 2. jenerasyon Yeni Beetle'ın hatalardan ders alınarak yapıldığı her halinden belli. Dış dizayn efsaneyi daha fazla andırıyor, jant kapakları gibi ayrıntılar retro öğeler taşıyor, iç dizaynı da gayet klas. Ben bayıldım. Biraz farklılaşmak isteyen herkesin alternatifleri arasında Yeni Beetle'ı almasını tavsiye ederim.

Yazının ilk yarısı kaçıranlar var ise buradan buyurun: Auto Show 2012 İzlenimleri -1

Bunlar benim fuara dair yorumlarımdı. Atladığım markalar var, ancak onlarda gözüme çarpan çok ciddi bir yenilik olmadığı için... Lütfen siz de yorumlarınızı aşağıda paylaşın: