5 Aralık 2012 Çarşamba

İnceleme: Toyota Prius - Geleceğe Dönüş?

Bu hafta Türkiye'de test etme fırsatı bulamayacağım bir arabayı yurtdışında test etme fırsatı buldum: Toyota Prius. Bildiğiniz gibi hybrid deyince ilk akla gelen araba Prius oluyor. Hatta yurtdışında neredeyse Selpak gibi kendi segmentine ismini veren bir marka olmuş durumda. Toyota, ilk Prius'u 1997'de piyasaya çıkarttığından beri dünya çapında 3.3milyondan fazla Prius satmış. Ben de bu deneyimim sırasında neden bu kadar çok sattığını biraz daha iyi anladım (ama hala %100 ikna olmuş değilim).



Prius'la ilk karşılaştığında insan şaşırıyor. Kompakt sınıfından diğer mensuplarından biraz farklı olduğu hemen anlaşılıyor. Sanki gelecekten gelmiş gibi... 

Prius'un çok aerodinamik bir dizaynı var (0.29cw), bu düşük tüketim bilinciyle yapılmış bir tercih. Oldukça yatık olan ön cam, arkaya doğru neredeyse kaputla aynı açıyla devam ediyor. Arabanın arkası biraz garip, koca stopları en geriye kadar uzanan tavan çizgisinin iki yanında yer alıyor. Ayrıca arka camı 2 parçaya ayrılmış, biri yere dik açılı ufak bir parça iken, diğeri örneğin Renault Laguna'nın arka camı gibi daha yatık (bu düzen Honda Civic HB'te de vardı).
Prius'un içi tam bir kompakt sınıf araba kadar. Ne daha dar, ne daha geniş. Bu adamlar bu pilleri nereye koymuş diyor insan. Aslında Prius, 4.48m boyuyla ortalama bir kompakt sınıftan yaklasık 15-20cm daha uzun, demekki aslında bu pillere bir yer açılmış. Bu arada araç 1.379kg, yani sınıf ortalamalarından yaklaşık bir 150kg daha fazla. Bu ağırlığından pillerden geldiğini tahmin etmek zor değil.



Fütüristik ön konsol ve tam ortasında pek de "Toyota" marka
gibi durmayan entegre radyo ve  navigasyon sistemi
Araç üzerinde 1.8lt 99hp benzinli bir motor bulunuyor. Hacmine nazaran oldukça mütevazi bir güç üreten motorun maksimum tork değeri de 142Nm. Yani motor bundan 15 yıl öncesinin 1.6lt motorları civarı değerler veriyor. Belli li motor zorlanmamak üzerine tasarlanmış, zaten devir seven bir yapısı yok. Araç ilk çalıştığında benzinli motorun sesi duyulmayabiliyor, çünkü çalışmıyor! Park ettiğiniz yerden çıkarken sadece elektrikli motorun gücüyle çıkabiliyorsunuz. Ondan sonra benzinli motor devreye giriyor. 

Gaza çok yüklenirseniz, o zaman benzinli motorun üstüne bir de elektrikli motor devreye giriyor. Hibrid olmayan arabalarda da görmeye başladığımız start-stop sistemine benzer mantıkta bir sistem var, ama burada 35hp güç üreten elektrikli motor bonus olarak konmuş. Ön konsoldaki "Power Mode" düğmesine basınca, benzinli motorun yanında elektrik motorunun da gücü tamamen sizin emrinize amade oluyor ve gaz pedalı altında 134hp'ye hükmetmeye başlıyorsunuz. İşte o zaman Prius biraz daha keyifli bir hal alıyor. Ancak motordan çıkan tınıları beğendiğimi söyleyemem. Bir de "Eco Mode" vardı ki, onu hiç sormayın. Sanki hiiiç hızlanmayacak gibi hissettiriyordu. Yüklüyken veya İstanbul gibi yokuşun bol olduğu şehirlerde hiç mantıklı ve kullanışlı değil...
Resmin çekildiği gün ortalama tüketim 4.3lt/100km

Aracın tamamen çevreci odaklı önceliklerle dizayn edildiği ön konsoldan bile anlaşılıyor. Devir göstergesi yok! Onun yerine aracın yakıt tüketimini ve pili ne hızda ve ne kadar şarj ettiğini ayrıntılı olarak gösteren dijital tablolar var. Toyota tüketim konusunda kendine çok güveniyor olmalı, çünkü aracın yakıt deposu sadece 35lt alıyor! Şehir içi-dışı kombine yakıt tüketimi benim gördüğüm 3-4 gün boyunca ortalama 5.5-6lt/100km civarındaydı. Otoyol kullanımında ise 4.5lt seviyelerine düşebiliyordu. Yani benzinli 1.8lt otomatik vitesli bir araç için çok düşük. Ama bunlar yeni teknoloji 1.6lt bir dizel için de olası rakamlar.
Bagaj aracın boyutlarına göre biraz ufak

Aslında hibrid sistemi bir kenarda tutarsak, ortalama bir kompakt sınıf araba var karşımızda. Yol tutuşu, ağırlığın da etkisiyle biraz hantal ama kesinlikle hedef kitlesinin beklentisini karşılayacaktır. İç hacim ve bagaj genişliği yeterli. Klima, cruise control gibi aksesuarlar da unutulmamış.

Benim aracı test ettiğim ülke olan Hollanda'da hibrid araçlara 5.000Euro vergi avantajı varmış. Ancak o avantajla bile aracın fiyatı sınıfına göre biraz yüksek kalıyormuş. Onun yerine dizel bir Golf almak finansal açıdan daha mantıklı bir karar olabilir. Öte yandan Prius, mantıklı bir tercih değil sadece, bir duruşu da simgeliyor. Özellikle ABD'de çevreci olduğunu belli etmek isteyenler ve hatta ünlüler de (Leonardo Di Caprio, Cameron Diaz vb) Prius'u bir duruş sembolü olarak kullanıyorlar. Ben onlar kadar para kazanıp hibrid bir araba alacaksam herhalde bir Fisker Karma alırdım, ama Prius biraz gereksiz bir tercih yahu :)

1 yorum:

  1. Niche algisi yaratsa da Prius Turkiye'de hala konumlandirma sorunu yasiyor, bakalim Toyota nasil bir stratejiyle bunu cozecek (veya cozmeyecek)...

    Hos bir inceleme olmus, eline saglik.

    YanıtlaSil